-
Gözden kaçırmayın

7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın İsrail'e gerçekleştirdiği saldırıyla başlayan çatışmalar, İsrail'in karşı saldırılarıyla birlikte Lübnan, Suriye ve İran'ı da kapsayacak şekilde genişlemiş ve bölgesel bir savaş haline gelmiştir. Bu durum, bölgedeki siyasi ve sosyal dinamikleri derinden etkileme potansiyeli taşımaktadır.
Böyle bir çatışmanın, milyonlarca insanı kapsayacak göç hareketlerine yol açacağı öngörülmektedir. Özellikle İran’ın 2 milyon Afgan kaçak kişiyi sınır dışı etmesi ve Türkiye ile Irak arasındaki vize serbestisi anlaşması, durumu daha da karmaşık hale getirebilir. Bu gelişmeler ışığında, Türkiye'nin ekonomik durumu göz önünde bulundurulduğunda, kaçak ve sığınmacı sayısının artması, ülkenin sosyal ve ekonomik yükümlülükleri katlanılmaz hale getirebilir.
Resmi rakamlara göre Türkiye’nin nüfusu 85 milyon civarındadır. Ancak, sığınmacı ve kaçakların eklenmesiyle birlikte bu rakamın 100 milyonun üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Bu durum, ülke içerisindeki kaynaklar üzerinde baskı yaratmakta ve ekonomik dalgalanmalara yol açmaktadır.
Milyonlarca sığınmacı ve kaçağın Türkiye’ye gelmesi, ekonomik yük, gıda, barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlara direkt etki edecek ve fiyat artışlarıyla karşı karşıya kalınmasına sebep olacaktır. Ekonomik buhran yaşayan Türkiye, bu durumun getireceği zorluklarla mücadele etmek zorundadır.
Türk yönetimi, bu gidişata karşı birlik ve beraberlik mesajları vererek, sığınmacı ve kaçakların ülkeye girişini sınırlandırmayı planlamaktadır. Açıklamalara göre, Türkiye, hâlâ açık kapı politikası ile gelen sığınmacı ve kaçaklara karşı sert önlemler almayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, “Sınırlarımızı kapatacağız, vatanı kurtaracağız!” şeklinde ifadelerle mevcut duruma karşı durulacağı belirtilmektedir.
Yorumlar
Yorum Yap